İngilizce, bir ders olmaktan ziyade küresel iletişimin en önemli araçlarından biridir. Türkiye’de yapılan kapsamlı bir araştırmada, bireylerin İngilizceyi konuşamama sebepleri arasında dilin günlük hayata entegre edilememesi, ailelerde İngilizce bilgisi eksikliği, hata yapma korkusu, teorik ağırlıklı sınav sistemi ve pratik yapma olanaklarının sınırlı olması ön plana çıkmıştır. Bu doğrultuda, British Town olarak, İngilizceyi sadece bir ders olarak değil, hayatın her alanında kullanılabilecek bir iletişim aracı olarak öğretmeyi hedefleyen bir eğitim modeli geliştirdik.

Kurumumuzda, dil öğretiminde geleneksel yöntemlerin yerine, dili doğal yollarla edindirmeye dayalı yenilikçi yöntemler kullanılmaktadır. Öğrencilerimiz, dil öğrenme sürecini tıpkı anadillerini edinir gibi, yoğun maruz kalma ve pratik yapma imkanlarıyla gerçekleştirirler. %100 İngilizce konuşulan sınıflarımızda ve sosyal etkinliklerle desteklenen iletişim odaklı bir ortamda öğrencilerimizin dil becerilerini geliştirmeleri sağlanır. Bu sosyal ortam, öğrencilerin İngilizceyi doğal bir biçimde edinmelerine ve pratik yaparak dil yetkinliklerini pekiştirmelerine olanak tanır.

Ayrıca, öğrencilerimize sınıf dışında da İngilizceyi hayatlarına entegre etmeleri için çeşitli görevler veriyoruz. Bu görevler, geleneksel ödev anlayışının ötesine geçerek, öğrencilerin İngilizceyi eğlenceli ve modern yöntemlerle öğrenmelerine olanak tanır. Bu sayede öğrenciler, özgüvenlerini geliştirir, hata yapma korkusunu aşar, aksanlarını iyileştirir ve kelime dağarcıklarını genişletirler.

Kurumumuz, İngilizceyi yalnızca akademik bir gereklilik olarak değil, aynı zamanda gerçek hayatta kullanılan bir iletişim aracı olarak gören bir yaklaşımla eğitim sunar. Öğrencilerimiz, yalnızca sınıf içi aktivitelerle değil, sınıf dışı etkinlikler ve görevlerle de İngilizceyi hayatlarının bir parçası haline getirirler. Bu yaklaşım, kurumumuzun başarı oranını önemli ölçüde artırmış ve öğrencilerimizin dil becerilerini kalıcı bir şekilde geliştirmesine katkı sağlamıştır.